27.10.2022

Osmanlı’dan günümüze tercih: “Trabzon Tereyağı”

Mehmet Karadeniz Trabzon Tereyağı Röportajı

Türkiye genelinde son yıllarda artan süt ve süt ürünleri üretiminde bölgemiz lider konumunu sürdürürken, sektörde yeni çözümler ve yeni atılımlar da sahaya yansıyor. Bu alanda atılım yapan ve kapasite artırımına hazırlanan firmalardan biri de Kar-Kaş Süt Ürünleri. Firma, 30 yılı aşkın süredir süt ve süt ürünleri sektöründe hizmet vermekte. Firmanın kurucusu olan Karadeniz ailesini ise günümüzde ailenin üçüncü kuşak üyesi Mehmet Karadeniz temsil ediyor.

Beşikdüzü OSB’de kurdukları tesis ile aile işletmesini bir adım daha ileri taşıyan Karadeniz, Yörelez markası ile de markalaşma sürecini sürdürüyor. 1960’lı yıllarda Tonya’da, bölgenin ülkece kabul görmüş doğal tereyağı ve peynirinin toplanması ve dağıtımı ile başlayan yolculuk, bugün endüstriyel üretim alanına taşınmış durumda. Kurulan tesiste 100’e yakın deneyimli personel ile sürdürülen üretim, lezzet, kalite ve güveni birleştiren bir anlayışla devam ediyor.

“Trabzon tereyağını herkes tanıyor”

Trabzon tereyağının tüm Türkiye’de bilindiğini belirten Mehmet Karadeniz, bu noktaya bir günde gelinmediğini, bunun arkasında ciddi bir tarihi ve geleneksel birikim olduğu görüşünde. “Geçmişe baktığımızda tereyağımıza Osmanlı Devleti kayıtlarında rastlayabiliyoruz. Bölgede toplanan yağ Trabzon’a, oradan diğer vilayetlere ve nihayet Dersaadet’e (İstanbul) kadar ulaşıyor ve Osmanlı Saray Mutfağı’nda kullanılıyor. Cumhuriyet’in ilanından sonra da bu durum değişmiyor. Bölgemizin sahip olduğu bitki florası ve faunası, geleneksel üretim yöntemindeki titizlikle birleştiğinde ortaya çıkan sonuç, Trabzon tereyağını hep zirvede tutuyor” diyen Karadeniz, bu durumun sürmesi için şahıs ve işletme olarak her türlü katkıyı sunmak için çalıştıklarını ifade ediyor.

“Bölgemizin sorunu süt verimliliği”

Karadeniz’e göre süt üreticileri için en önemli mesele ise sürdürülebilirlik ve verimlilik. Bölgenin göç vermesi, köylerdeki hayvan yetiştiricilerinin şehre inmesi gibi faktörler, bu durumu olumsuz yönde etkiliyor. Tersine bir göçü şimdilik ufukta görmese de, tarım, turizm ve hayvancılık alanında yapılacak hamlelerin gidişatı olumlu yönde etkileyeceğinden emin. Bölgenin engebeli ve dik yapısı ve mera alanlarının atıl kalmasının ciddi bir sorun teşkil ettiğini belirten Karadeniz’e göre asıl mesele bunun çok ötesinde. “Bölgede özellikle karşımıza çıkan sorun süt verimliliği. Yerli sığır sayısının fazlalığı ve kültür hayvanı sayısının azlığı, süt verimini olumsuz yönde etkiliyor. Bu da üreticinin bu alandaki motivasyonuna yansıyor” diyen Karadeniz, konu hakkında birtakım görüş ve önerilerinin de mevcut olduğunu belirtiyor.

“Yeni bir yapılanma gerekli”

Bölgenin süt ve süt ürünleri açısından önemli işletmelere sahip olduğunu belirten Karadeniz, aynı yüksek oranın organik sığır yetiştiriciliği alanında olmadığını söylüyor. Sorunun doğru konumlanma ile alakalı olduğunu belirten Karadeniz, “sektörde ve sahada yeni bir yapılanma gerekli” düşüncesinde. “Bölgede endüstriyel üretimin desteklenmesi için çalışmalar yürütülmekte. Biz de geçmişte bunlardan istifade ettik. Burada özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerin desteklenmeye devam edilmesini önemli görüyorum. Tabi ki bunun sonucunda sektörden çekilmek zorunda kalacak olan mikro ölçekli işletmeler olacaktır. İşte meselenin önemli bir ayağı burası. Sektörden çekilmek zorunda kalan ailelerin şehre göçünü önlemek için bunlara uygun organik tarım ve turizm faaliyetleri ve sahaları kurmamız gerekiyor” diyen Karadeniz, özellikle organik tarım ve organik hayvancılığın birlikte yürümesi gerektiğini savunuyor.

“Geçmiş yıllara baktığımızda, bölgemizdeki büyükbaş hayvan sayısında ciddi bir azalma var. Mevcut büyükbaş hayvanların süt verimi ile birleştiğinde bu durum, süt üretimi açısından ciddi bir risk oluşturuyor. Bunu aşmak için hayvanlara uygun yaşam koşullarının sağlanması, süt verimliliği fazla olan sığır cinslerinin yetiştirilmesinin teşvik edilmesi, köylerdeki geleneksel tarım uygulamalarının organik ve modern tarım uygulamaları ile yer değiştirmesi gibi atılacak adımlar, orta vadede durumu dengeleyebilecektir” diyen Karadeniz’e göre bu aynı zamanda bölgedeki turizm potansiyeli ile birleştiğinde, beklenenden daha hızlı bir şekilde itici bir güç haline gelebilir.

“İşimiz kaliteli tereyağı üretmek”

Birtakım olumsuzluklardan bahsetmiş olsa da bölgenin halen en önemli süt üreticisi konumunda olduğunu belirten Karadeniz, bunun gelecekte de değişmeyeceği fikrinde. “Artan talep karşısında ürün kalitesini ve lezzetini korumanın, tüketiciye doğal ve güvenilir ürün sunmanın derdindeyiz” diyen Karadeniz için Trabzon tereyağının ve peynirinin haklı ününü korumak, maliyet hesaplarından daha önemli. Markalaşma ve pazarlama alanındaki çalışmalarına hız vermiş olan Karadeniz; “Çağın gereklerini yerine getirmek bugün bütün işletmelerin yapmaya çalıştığı şey. Biz ise Yörelez markası ile bunun ötesine geçmek, öncü olmak, kendimiz kazanırken tedarikçilerimize de kazandırmak istiyoruz” diyor ve ekliyor: “Yaptığımız yatırımları firmamızın geleceğinden ziyade bölgenin ve tedarikçilerimizin geleceğine bir yatırım olarak görüyoruz.”

Sayfayı Paylaşın Gönder Paylaş Tweet Pinle Paylaş
Kolay İletişim! Telefon numaranızı bırakın,
temsilcimiz sizi geri arasın.

Error: Contact form not found.

Gizlilik Politikası şartlarını inceleyebilirsin.
Deneyiminizi geliştirmek için sitemizde çerezleri kullanıyoruz. Detaylı bilgi için çerezler veya gizlilik politikası sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.